23 Ocak 2016 Cumartesi

Kurbağalar

Hogwarts öğrencilerinin okula getirmelerine izin verilen üç evcil hayvandan en az tercih edileni uzun yıllardan bu yana açık ara farkla kurbağadır. Yüzyıllar önce kan dökme arzusunun daha yoğun olduğu zamanlarda genç cadı ve büyücülerin iksirlerde gereken su keleri gözlerini bizzat çıkarmaları beklendiğinden; iksirlerinde ve öteki büyülerinde kullanabilmek için okula belli aralıklarla kurbağa dolu kutular getirirlerdi. Zaman ilerleyince Sihir Bakanlığı hayvan zulümlerini kapsayan mevzuatı (13–26 numaralı alt bentler iksir malzemeleri ve üretimleri hakkındadır) yürürlüğe koyduğunda bu tür yöntemler kademeli olarak yasaklandı. Hiçbir zaman kendi karizmalarından ötürü takdir görmeyen kurbağaların, okul arazisinde rastgele yüzüp hoplamalarını saymazsak, Hogwarts’ta (canlı halde) görülme oranı günden güne azaldı.

Harry’nin Hogwarts’a ayak bastığı zamanlarda evcil bir kurbağaya sahip olmak ne havalıydı ne de asil; aksine utanç duyulacak bir şeydi. Neville’in kurbağası Trevor,’un kaybolmaya meyilli olması dışında övülecek bir tarafı yoktu. En nihayetinde Hogwarts Gölü’ndeki kardeşlerine katılmak üzere sıvıştığında sahibi de evcil hayvan da rahata erdi.

J.K.Rowling’in Düşünceleri
Kurbağaların karanlık büyülerle köklü bir bağı vardır ve bir zamanlar cadılara hizmet eden şeytanların bu hayvanın formuna büründüklerine dair bir inanış yaygındı. Eskilerin şifa yöntemlerinde kurbağanın özel bir yeri vardır, bilhassa (belki de homeopati mantığıyla çivi çiviyi söker demişlerdir) siğil tedavisinde. Karanlık Çağ İngiltere’sinde doğal sebeplerden ölen bir kurbağa kendini şanslı sayabilirmiş çünkü yaşadığı her saniye kaynatılmakla, toz haline getirilmekle, derisinin yüzülmesi ya da bir kesenin içinde hasta birisinin boynuna asılmakla* burun buruna.

*O zamanlar İngiltere’sinin batıl inancı/tedavi yöntemi. Hastanın şikayetine göre kurbağanın başına gelecekler veya sarılacağı materyal değişiklik gösteriyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder