31 Ocak 2016 Pazar

Redmayne’e Göre ‘Fantastik Canavarlar Hayal Gücünün Sınırlarını Zorluyor’

‘Fantastik Canavarlar Nelerdir, Nerede Bulunurlar?’ filminin kamera arkasından çok özel bir video, Orlando’da Bir Harry Potter Şenliği için toplanan binlerce hayrana gösterildi.

Elbette keşfettiklerimizi sizlerle paylaşacağız. Bazı şeyler kendine saklamak için fazla güzel.

‘Gerçekten de mucizevi bir dünya’
Oscar sahibi, BAFTA ödüllü ve şimdi de Hufflepuff’ın gururu Newt Scamander’ı canlandıran oyuncu Eddie Redmayne, Fantastik Canavarlar dünyası hakkında ‘daha önce içinde bulunduğum hiçbir şeye benzemiyor’ yorumunu yapıyor.

Eddie Redmayne, Sihirli Yaratık Bilimci Newt Scamander rolünde
Bildiğimiz üzere Newt sihirli yaratıklarla dolu bir valizle New York’a geliyor. Bazıları kaçıp Amerika’nın sihirli yüzünü Sihsiz gözlere karşı savunmasız hale getiriyorlar. ‘Bu da, kaos doğuran sonu gelmez olaylar zincirinin fitilini ateşliyor. Ve her şeyin merkezinde, dört kişi var.’ diyor Redmayne.

Alison Sudol kimi zaman bir ‘Sihsiz’ olduğunu unutuyor
Bahsi geçen dört kişiden biri Queenie Goldstein, şarkıcı-söz yazarı ve oyuncu Alison Sudol tarafından canlandırılıyor. Anlaşılan Alison oynadığı karakterin asasına baya alışmış: ‘Bazen elimde bir şeyle dolaşırken eşyaları hareket ettiremediğimi unutuyorum.’

Ayrıca J.K. Rowling anlatımının büyük bir hayranı: ‘Hikayeleri çok anlamlı ve duygu dolu’

Alison Sudol Queenie rolünde

Goldstein kız kardeşlerin iletişimi hakkında da Alison’ın birkaç ilginç yorumu var: ‘Birbirini yetiştirmiş iki kız kardeş söz konusu ve aralarında güçlü bir bağ var.’ Kesin bir bilgimiz yok ama bu fotoğrafta Alison, Katherine’in aklından neler geçtiğini tam olarak biliyormuş gibi görünüyor. Ki bu tamamen mümkün bir şey – sonuçta bir Zihnefendar’ı canlandırıyor.

Alison Sudol ve Katherine Waterston, Queenie ve Tina Goldstein kızkardeşler rolünde

İki kardeşin 1920ler modasına uygun kostümlerinden heyecan verici bir görüntüyle karşı karşıyayız ayrıca Queenie’nin MACUSA* merdivenlerini çıktığını görüyoruz. Tina’yı görmek için mi uğramış yoksa Bayan Goldstein’in Amerikan Büyücülük Hükümeti Genel Merkezi’nde bulunması için başka bir neden mi var?

Tina Goldstein ‘duygulu’ bir karakter
Geçen ay Fantastik Canavarlar’ın yayımlanan ilk fragmanında Katherine Waterston’ı kasvetli bir MACUSA büyücüler toplantısına gergin gergin adım atarken izlemiştik. Leavesden Stüdyoları'nda yeniden yaratılan New York sokaklarında konuşurken çok daha rahat görünüyor. Katherine’in dediğinde göre karakteri Tina ‘çok duygulu; özverili, dayanıklı ve cesur.'

Katherine Waterston, Leaveseden Stüdyoları'nda röportaj verirken

Tina’nın MACUSA kariyerinin önü kesilmiş olsa da kesinlikle hikayenin merkezinde yer alıyor. Tina’nın elinde asasıyla gerçekten son derece ciddi göründüğü oldukça etkileyici sahnelere tanık olduk. ‘Bizden beklenen olayların gerçekmiş gibi görünmesini sağlamak bunun içinde izlemek için duyduğun merakı bastırman gerekiyor’ diyor Waterston.

Makaleye kısa bir Colin Farrell arası veriyoruz

Percival Graves ve orkestra şef batonlarından ilham alınarak tasarlanan asası

Görkemli bir palto

Yapımcılar ‘doğrudan J.K. ile’ çalışıyor
J.K. Rowling geçmiş yılın aralık ayında Fantastik Canavarlar setinde ‘eğlenceli bir gün’ geçirdiğini tweetlemişti. Yönetmen David Yates’in söylediği gibi, J.K. Rowling’in yazdığı ilk senaryo Fantastik Canavarlar Nelerdir, Nerede Bulunurlar?: ‘Onun büyülü evreninin 1926 yılı New York’una taşınmış hali’.

Seraphina’ya daha detaylı bir bakış
Söyleyebileceğimiz tek kelime ‘göz kamaştırıcı’. İngiliz oyuncu Carmen Ejogo’yu Seraphina karakteri için giyinmiş halde bir kez daha görebildik. Güçlü bir auraya sahip.

Oyuncu Carmen Ejogo, Seraphina rolünde
Jacob ‘hayatını düzene sokmaya çalışıyor’
Dörtlünün Sihsiz üyesi Jacob’dan pek haber alamamıştık. İlk fragmanda oyuncu Dan Fogler’ı sadece çok çok az görebildik ama bu video sayesinde Fantastik Canavarlar malumatımızda Jacob-ebatlarında bir gediğin dolduğunu söyleyebiliriz.

Dan Fogler, azimli bir fırıncı ve Sihsiz olan Jacob rolünde

‘Jacob savaştan dönmüş ve hayatını düzene sokup bir fırın açmaya çalışıyor. Sonrasında ise kendisini bu çokça sihirli olayların arasında buluyor.’ Dan’e göre ayrıca, Potter severler ‘nostaljiyle dolup filme duydukları sevgiyi bambaşka bir boyutta yaşayacaklar.’

Hikaye sadece Newt’la ilgili değil; Jacob, Tina ve Queenie karakterlerinin her biri merkezde. ‘Dört ana karakter de aslında olayların içinde bulunması beklenecek kişiler değil. Yaşananların bir kısmı da her bir karakterin olaya dahil oluşu.’

Ve son olarak…

‘Adeta hayal gücünün sınırları zorlanıyor’ diyor Eddie. Gördüğünüz gibi boynunda Hufflepuff renkleriyle! O renkleri gururla taşıyınız efendim. Kasım ayını sabırsızlıkla bekliyoruz.

*Magical Congress of the United States of America, Türkçe, Amerika Birleşik Devletleri Sihir Konseyi'nin afilli kısaltması

Lily, Petunia ve Çiçek Dili

Severus, Lily ve Petunia’nın hikayesine Viktorya Dönemi’nin çiçek dili, diğer adıyla floriografi ışığında daha yakından bakıyoruz.

Spoiler uyarısı: Harry Potter ve Ölüm Yadigarları kitabından önemli olaylar içerir.


Viktorya Dönemi’nin çiçek dili 1800lü yıllarda derin mesajlar vermek için kullanılır, köklü sırlar ve ortak anılar içerirmiş. Neredeyse her çiçeğin özel bir manası var ve bazı şeyleri sesli dile getiremediğimiz zamanlarda bir demet çiçek bin kelimeye bedel.

Harry Potter kitapları boyunca saklanmış mesajlar var peki Lily, Petunia ve Severus’un hikayesini çiçek diline göre irdelediğimizde neler keşfediyoruz?


Çirişotu ve pelinotu
Snape’in Harry’ye kurduğu ilk cümleden bir anlam çıkarmak gerekirse; çiçek dili Snape’in, Lily Potter’ın ölümünden derin üzüntü duyduğunu öne sürüyor.

‘Öğütülmüş çirişotu kökünü pelinotu demine eklersem ne elde ederim?’ Sorunun cevabını Harry Potter ve Melez Prens’te Profesör Slughorn’un sınıftan Yaşayan Ölümün Soluğu iksirini hazırlamalarını istediğinde görebilirsiniz. İlginç şekilde bu olay Harry’nin, Snape’e ait İleri Seviye İksir-Yapımı kitabını bulmasından ve notlarda yazan talimatları yerine getirip mükemmel bir iksir hazırlamasından sonra yaşanıyor.

Çirişotu bir zambak (lily) türü ve ‘ölümden sonra unutulmayan’ ya da ’pişmanlıklarım mezarına kadar izinde’ anlamlarını taşırken, pelinotu vicdan azabı ve umutsuzlukla ilişkilendirilir.

Düğünçiçeği ve kurtboğan
Snape’in bir diğer sorusu düğünçiçeğiyle kurtboğan arasındaki fark. Çiçek diliyle okunduğunda yüreğe daha çok işlediği söylenebilecek bir cümle. Düğünçiçeği ‘mertlik’ ile özdeşleştirilirken kurtboğan insanlardan nefret etme rahatsızlığıyla, başkalarını sevmemekle ilişkilendirilir.

Bundan Snape’in, Lily Potter’ın kahramanca hareketlerini kendi şüpheci kişiliğiyle kıyasladığı anlamı çıkarılabilir. Hatta belki de Sağ Kalan Çocuk Harry ile kendisini karşılaştırıyordur.

Lily Potter
Bir zambakla (lily) ilgili güzel, zarif, hoş kokulu yorumları yapılabilir. Bu göz alıcı çiçek doğru yere ekildiğinde yetişmesi kolaydır. Ayrıca bahçıvanlık el kitaplarına göre kesme çiçek yetiştiriciliği için birebirler.

Severus’a gelince; ismi kesmek ya da koparmak anlamlarına gelebiliyor – ve isteyerek olmasa da Lily’nin kardeşi Petunia’yla olan ilişkisine yaptığı da tam olarak bu. Sihir yeteneği taşıyan iki çocuk Lily ve Severus, Petunia’nın asla anlayamayacağı ortak bir şeye sahiptiler. Petunia’nın Albus Dumbledore tarafından kibarca reddedilen Hogwarts’ta okuma isteği de eklenince Lily’nin Severus’la kurduğu dostluk, geleceğin Bayan Dursley’i için Lily ve onun oğlu Harry’ye göstereceği sonu gelmez kalpsizliğin fitilini ateşliyor.

Petunia Dursley
Hasar görmeye müsait ve kaplarla saksılarda daha iyi yetişen petunyalar ışığı çok severler ve rüzgardan korunmaları gerekir. Ayrıca çiçek dilinde ‘dargınlık ve öfke’ anlamlarını taşır. Yeğenine annesinin nasıl öldüğünü öfkeden patladığı noktaya kadar: ‘- sonra da, bağışla beni, gitti kendini havaya uçurttu…’ anlatmayan bir kadın için oldukça yerinde bir tanım.

Harry Potter ve Ölüm Yadigarları’nda Harry annesine ait bir anıya tanık olur. Lily kopardığı bir çiçeğin, sihirle taçyapraklarını açıp kapamasını sağlar; çok öfkelenen Petunia halbuki, gizli tuttuğu bir arzuyla dolar.

Severus gelip Lily’ye bir cadı olduğunu, Petunia’ya ise bir Muggle olduğunu söyler. Çok anlamlı bir sahne, hele ki isimlerin ve anların alt metnini göz ardı etmezsek.


30 Ocak 2016 Cumartesi

Castelobruxo

[Telaffuz: Kes – tel – o – bru – şu]

Güney Amerika’nın her köşesinden öğrenci kabul eden Brezilya’nın büyücülük okulunu, yağmur ormanlarının en derinlerinde saklanmış halde bulabilirsiniz. Görkemli şato oradan geçmiş tek tük Muggle’ın gözünde bir harabeden ibaret (Hogwarts’ın paylaştığı bir aldatmaca; fikrin asıl sahibinin hangi okul olduğu konusunda görüş ayrılıkları mevcut). Castelobruxo altından taşlarla örülü kare temelli heybetli bir yapı, sıklıkla tapınağa benzetilir. Okul binası ve arazi Caipora’lar tarafından korunuyor. Bu minik ve tüylü ruhani varlıklar olağanüstü derecede yaramaz ve kurnazdır, gecenin karanlığında gizlenip öğrencilere ve ormanda yaşayan yaratıklara göz kulak olurlar. Eski Castelobruxo okul müdiresi Benedita Dourado, Hogwarts’a yaptığı karşılıklı resmi bir ziyaret sırasında okul müdürü Armando Dippet’in hortlak Peeves hakkındaki şikayetlerine içten bir kahkaha atmıştı. ‘Gerçekten şikayet edecek bir şeyin olsun’ diyerek Yasak Orman için bir düzine Caipora gönderme önerisi kabul edilmedi.

Castelobruxo öğrencileri yeşilin canlı bir tonunda cübbeler giyerler, Bitkibilim ve Sihirli Yaratık Bilimi derslerinde özel bir yetenekleri vardır; Güney Amerika’nın sihirli bitki örtüsünü ve hayvan çeşitlerini incelemek isteyen Avrupalı öğrenciler* için oldukça rağbet gören değişim programlarına sahip bir okul. Castelobruxo birkaç tanınmış ismi de mezun etti: dünyanın en ünlü iksir üreticilerinden Libatius Borage (çok sayıdaki eserlerinden bazıları: İleri Seviye İksir-Yapımı, Asya’ya Özgü Panzehirler, Şişedeki Festival!) ve dünyaca ünlü Peru Quidditch takımı Tarapoto Tree-Skimmers’ın kaptanı Joâo Coelho.


*Bill Weasley’nin ailesinin maddi gücünün yetmediği gezilerden biri de buydu, sonucunda hayal kırıklığına uğrayan mektup arkadaşı posta ile hoş olmayan şeyler yollamıştı.


28 Ocak 2016 Perşembe

Seçmen Şapka Yeniden Pottermore’da


Hepimizin beklediği an geldi…

Çok önemli hayati meselelerden biri: hangi Hogwarts Binası’na aitsin? Bu sorunun cevabını bulmanın vakti geldi – Seçim Töreni Pottermore’a geri döndü.

Hem eski hem de yeni kullanıcılar katılmak durumunda. Eski asanı yeniden almak istiyorsan da üzülme, tek yapman gereken onu geri istemek.

Hayatın dönüm noktası sayılabilecek bu an hakkında aklına takılan soruları yanıtlamak için sana yardım edebilecek kullanışlı bir görsel hazırladık.

Umarız tören ve asan tarafından seçilmek hoşuna gider…


Görseli rahat okumak için yeni sekmeye taşıyın


Bu linkteki yazıları biraz karıştırarak (Ctrl+F'i şiddetle öneririm) asanız hakkında bilgilere Türkçe ulaşabilirsiniz.

23 Ocak 2016 Cumartesi

Kurbağalar

Hogwarts öğrencilerinin okula getirmelerine izin verilen üç evcil hayvandan en az tercih edileni uzun yıllardan bu yana açık ara farkla kurbağadır. Yüzyıllar önce kan dökme arzusunun daha yoğun olduğu zamanlarda genç cadı ve büyücülerin iksirlerde gereken su keleri gözlerini bizzat çıkarmaları beklendiğinden; iksirlerinde ve öteki büyülerinde kullanabilmek için okula belli aralıklarla kurbağa dolu kutular getirirlerdi. Zaman ilerleyince Sihir Bakanlığı hayvan zulümlerini kapsayan mevzuatı (13–26 numaralı alt bentler iksir malzemeleri ve üretimleri hakkındadır) yürürlüğe koyduğunda bu tür yöntemler kademeli olarak yasaklandı. Hiçbir zaman kendi karizmalarından ötürü takdir görmeyen kurbağaların, okul arazisinde rastgele yüzüp hoplamalarını saymazsak, Hogwarts’ta (canlı halde) görülme oranı günden güne azaldı.

Harry’nin Hogwarts’a ayak bastığı zamanlarda evcil bir kurbağaya sahip olmak ne havalıydı ne de asil; aksine utanç duyulacak bir şeydi. Neville’in kurbağası Trevor,’un kaybolmaya meyilli olması dışında övülecek bir tarafı yoktu. En nihayetinde Hogwarts Gölü’ndeki kardeşlerine katılmak üzere sıvıştığında sahibi de evcil hayvan da rahata erdi.

J.K.Rowling’in Düşünceleri
Kurbağaların karanlık büyülerle köklü bir bağı vardır ve bir zamanlar cadılara hizmet eden şeytanların bu hayvanın formuna büründüklerine dair bir inanış yaygındı. Eskilerin şifa yöntemlerinde kurbağanın özel bir yeri vardır, bilhassa (belki de homeopati mantığıyla çivi çiviyi söker demişlerdir) siğil tedavisinde. Karanlık Çağ İngiltere’sinde doğal sebeplerden ölen bir kurbağa kendini şanslı sayabilirmiş çünkü yaşadığı her saniye kaynatılmakla, toz haline getirilmekle, derisinin yüzülmesi ya da bir kesenin içinde hasta birisinin boynuna asılmakla* burun buruna.

*O zamanlar İngiltere’sinin batıl inancı/tedavi yöntemi. Hastanın şikayetine göre kurbağanın başına gelecekler veya sarılacağı materyal değişiklik gösteriyor.

22 Ocak 2016 Cuma

Peron Dokuz Üç Çeyrek


J.K. Rowling’in Düşünceleri
Genç cadı ve büyücüleri yatılı okullarına ulaştıracak gizli peronun numarasını seçerken Muggle peronlarının arasında bir sayı olması gerektiğine karar kıldım – yani belli ki kesirli bir ifade kullanacaktım. Bu durum, King’s Cross’un tam sayılı peronları arasında daha kaç tane kesirli peron bulunabileceği şeklinde ilginç bir soru doğurdu ve ben sayılarının hiç de az olmadığını tahmin ediyorum. Kitapta lafı hiç geçmese de, Şark Ekspresi’nin Avrupa kıtasındaki büyücü köylerinden geçen bir benzerinin (peron yedi buçuk olabilir) var olabileceğini düşünmek hoşuma gidiyor. Üstelik Celestina Warbeck* konserleri gibi ayda yılda bir gerçekleşebilecek büyük etkinlikler sebebiyle, başka peronlar da (ayrıntılar için biletlerinizi kontrol edin) ihtiyaç halinde hizmete sunuluyor olabilir.

Dokuz üç çeyrek sayısı üstünde fazla kafa yormaya gerek bırakmadan oluştu ve sayıyı tek seferde belirlemiş olmaktan çok mutluyum. Cuk oturtan yanı elbette ki ‘üç çeyrek’ kısmı.



*Altıncı kitapta Molly Weasley’in radyodan dinlediğine şahit olduğumuz ‘Aşk Kazanı’ şarkısını seslendiren büyücü-şarkıcı bayan. İlerleyen zamanlarda hakkında detaylı bir yazı gelecek. 

21 Ocak 2016 Perşembe

Hogwarts Ekspresi

Eski tarihi kayıtlar ve yıllanmış ahşap oymalarla gravürler ışığında bildiğimiz üzere Hogwarts öğrencileri bir zamanlar okula nasıl istiyorlarsa o şekilde gelirdi. Kimileri süpürgelerine binerdi (bagaj ve evcil hayvanları taşırken başarması zordur); bazıları efsunlu at arabalarını, zaman ilerledikçe faytonları benimsedi; Cisimlenmeyi deneyenler de oldu (şato ve arazisi ezelden beri Cisimlenme-karşıtı büyülerle korunduğundan bu girişimler çoğu zaman feci sonuçlandı), kalanlar ise her türden sihirli yaratığın sırtında geliyordu.

Geniş yelpazeli bu sihirli ulaşım yollarının doğurduğu kazalara, hatta her yıl düzenli olarak ayakları yere değmeyen çok sayıda büyücünün kuzeye ilerleyişine şahit olan Muggle’ların varlığına rağmen, 1692 tarihinde Uluslararası Gizlilik Nizamnamesi yürürlüğe girene kadar, çocuklarının okula ulaşımı ailelerinin sorumluluğu altında olmaya devam etti. İngiltere’nin dört bir yanından yüzlerce büyücü çocuğu Kuzey İskoçya’daki gizli okullarına taşımanın daha tedbirli bir yöntemini bulmak Nizamname’nin kabulüyle artık şart olmuştu.

Bu amaçla İngiltere genelinde belirlenen öğrenci toplama noktalarına Anahtarlar* yerleştirildi. Bu ulaştırma yönteminde en başından itibaren sorunlar baş gösterdi. Her yıl öğrencilerin üçte biri okula ulaşamıyordu; zaman yarığının açık olduğu saati kaçırıyorlardı veya onları okula götürecek, göze batmaması gereken sihirli objeyi bulmayı başaramıyorlardı. O zamanlar (ve hala) çok sayıda çocuğun ‘Anahtar-tutması’ndan muzdarip oluşu şeklinde talihsiz bir durum da söz konusuydu. Pek dayanıklı olmayan öğrenciler bozulan sinirleriyle bulanan midelerini düzeltmeye çalışırken hastane kanadı her yıl okulun ilk birkaç günü sıkça dolup taşıyordu.

Sihir Bakanlığı, Anahtarların okula ulaşım sorununu çözmedeki ideal yöntem olmadığını kabul etmekle birlikte, makul başka bir yol sunmaktan da acizdi. Eski kontrolsüz ulaşım sistemine geri dönmek olanaksızdı; yine de şato güvenliğinin ihlal edilmemesini isteyen müdürler, okula varacak daha sağlıklı bir yola (Uçuç tozuyla girişleri resmen sağlayan bir şöminenin kurulmasına izin vermek gibi) birbiri üstüne şiddetle karşı çıktılar.

En sonunda Muggle icatlarına oldukça ilgi duyan ve trenlerin taşıdığı potansiyeli gören Sihir Bakanı Ottaline Gambol, bu can sıkıcı soruna anlaşmazlıklara kapı açacak cesur bir çözüm önerdi. Hogwarts Ekspresi’nin tam olarak nereden getirildiği hiçbir zaman kesin şekilde ispatlanamamış olsa da, yüz altmış yedi Hafıza Büyüsüyle Britanya tarihinin en büyük toplu Kamuflaj Büyüsünün gerçekleştirildiği geniş çaplı bir operasyonun tek tek anlatıldığı gizli belgelerin Sihir Bakanlığında bulunduğu bir gerçek. Bu yasadışı olayların sözde yaşandığı gecenin sabahında, Crewe’daki kafası karışmış bir grup Muggle demiryolu çalışanı yılın geri kalanını mühim bir şeyi bıraktığın yeri unutmanın getirdiği tatsız hisle boğuşarak geçirmek üzereyken, parlak kırmızı renkte ışıl ışıl bir buharlı lokomotif vagonlarıyla birlikte (köylerinde bir tren istasyonu bulunduğunun bile farkında olmayan) Hogsmeade sakinlerini hayrete düşürdü.

Hogwarts Ekspresi, Bakanlık onu okul kullanımına uygun bulana kadar bir dizi sihirli değişikliğe uğradı. Bir yığın safkan aile, çocuklarının bir Muggle taşıtına bineceği fikriyle çileden çıktı. Bunun sağlığı tehdit ettiği, tehlikeli ve onur kırıcı olduğu konusunda direttiler; ancak Bakanlık öğrencilere sunulan seçenekleri trene binmek ya da okula gitmemek şeklinde tanımlayınca karşıt sesler çabucak kesildi.

*Anahtar kendisine dokunanı veya dokunanları belli bir noktaya götüren, Muggle’ların dikkatini çekmemesi amacıyla günlük eşyalardan seçilen, tılsımlanmış bir objedir.

19 Ocak 2016 Salı

Ruh Emiciler ve Çikolata


Çikolatanın moral düzeltme özelliği hem Muggle’larca hem büyücü dünyasınca bilinir. Etrafındakilerin umut ve mutluğunu sömüren Ruh Emicilerin varlığı karşısında zayıf düşen herkes için çikolata, kusursuz bir panzehir.

Buna rağmen çikolata yalnızca kısa vadeli bir çözüm. Ruh Emicilerin – veya depresyonun – üstesinden gelecek yollar bulmak kişinin mutluluğu kalıcı şekilde artacak ise olmazsa olmaz. Çikolatanın aşırı tüketimi ne Muggle’lara ne de büyücülere yarar.