17 Eylül 2015 Perşembe

Hayalet Öyküler

J.K. Rowling'in düşünceleri

Bu yazıda büyücülük dünyasının ölülerini rahatsız etmeden, kendime dair bir şeyler anlatacağım. Yedi Harry Potter kitabını (Çağlar Boyu Quidditch, Fantastik Yaratıklar Nelerdir, Nerede Bulunurlar? ve Ozan Beedle’ın Hikâyeleri’ni dahil etmezsek) planlayıp yazdığım on yedi sene içinde büyücülük dünyasına ilişkin, kitaplarımda yer almayan, bir dolu hikâye kurguladım. Bu hikâyelere sahip olmaktan mutluydum (şanslıyım ki durduramadığım bir hayal gücüne sahibim) küçük detaylar kullanmaya sık sık ihtiyaç duyuyordum ve bunun için kaynağım hazırdı; zaten ayrıntılı bir dünya kurmuştum.

Yan karakterler (hatta sadece geçen isimler) için bile gereksiz derece detaylı hikayeler yarattığımı fark ettim. Bunun kötü yanı ana karakterler hakkında kurguladığım olayları, esas hikaye uğruna feda etmemi gerektirmeleriydi. Çoğunu kitabın son hali kadar gerçek bulduğum bu anlatılmamış hikayelere kendimce ‘hayalet öyküler’ dedim. Bazen bir okurumla konuştuğumda hayalet öykülerde geçen bir şeyden bahsederim ve bir anlığına yaşadıkları o afallamayı yüzlerinde görürüm. Kitabı okurken yanlışlıkla bir yerlerde yirmi sayfa kadar atladım mı acaba diye sorgularlar. İstemeden bu düşünceye sevk ettiğim insanlar olmuş olabilir, aslında sorun sizde değil, kelimenin gerçek anlamıyla, benim kafamda.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder